14 Ekim 2018
Yaygın Eğitim ve Kültür Derneği (YEKDER) 2018-2019 Açılış Konferansı, İhsan Fazlıoğlu’nun “Bilmek, Anlamak ve Anlamlandırmak Üzere” konu başlığı ile 13 Ekim 2018 Cumartesi günü dernek merkezinde gerçekleştirildi.

Yaygın Eğitim ve Kültür Derneği (YEKDER) 2018-2019 Açılış Konferansı, İhsan Fazlıoğlu’nun “Bilmek, Anlamak ve Anlamlandırmak Üzere” konu başlığı ile 13 Ekim 2018 Cumartesi günü dernek merkezinde gerçekleştirildi.


YEKDER Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Özgür ve İLKE İlim Kültür Derneği Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Şükrü Alkan’ın selamlama konuşmasının ardından İhsan Fazlıoğlu’nun “Bilmek, Anlamak ve Anlamlandırmak Üzere” konu başlığı ile başlayan program yoğun ilgi gördü.  Bilmek ve anlamak arasındaki farkın anlaşılması gerektiğini belirten Fazlıoğlu, “Lafız, kelime, mana, tasavvur, ıstılah gibi kelimeleri sağlam bir zemine oturtamazsak inşa gerçekleşemez. Ancak bir yöntemden, ilkeden hareket eden kişi başarıya ulaşabilir. Anlamak geçmişe yönelik bir eylemdir.” dedi.


“Anlatı taklite dönerse bilinç ortadan kalkar”


Bir kültürün anlatısı olması gerektiğini ve eğer anlatı yoksa kesinlikle bir şeyin bilinemeyeceğini, anlaşılamayacağını ve anlamlandırılamayacağına vurgu yapan Fazlıoğlu, şunları kaydetti: “Doğduğumuz çevrenin bir anlatısı vardır; davranış anlatısı vardır, inanç anlatısı vardır, tarih anlatısı vardır. Eğer bir anlatımız olmazsa başkasına öykünürüz. Bizler toplum olarak devlet olarak medeniyet olarak ve maddi emniyetimizi sağlamak adına çeşitli önlemler alıyoruz. Fakat bizim bir de metafizik emniyetimiz var ve bizler bu emniyeti anlatılar ile manevi olarak koruyabiliriz. Metafizik güvenliğimiz mana güvenliği ile alakalıdır. Metafizik güvenliğimizi kuvvetlendirmezsek zihnimiz ve ruhumuz üşür. İnsanın emân ve iman olarak iki temel güvenlik alanı vardır. Emân maddi ve fiziki güvenliğini, iman ise manevi ve metafizik güvenliği kapsar. Anlatılar dinamik yapılardır, zamana, mekâna göre değişebilirler ve durağanlaştırılamazlar. Eğer durağan bir hal alırsa anlatı taklite döner ve bilinç ortadan kalkar. Dondurulmuş, tekrara düşmüş, durağan bir anlayışa yaşarsak olayları anlamlandırmada zorlanırız. İnsanın en önemli özelliği dik duruşudur. İslam’ın iddiası da insanın bu dik/ilk duruşunu muhafaza etmektir. Onun maddi olan karşısında boyun eğmemesini sağlamaktır. Çünkü insan maddi değil metafizik bir konudur. İnsanın ilk duruşunu koruyabilmesi ilim, sanat ve tasavvuf ile mümkündür. Tasavvuf Müslüman bilincini bir üst safhaya taşımaktır. Fakat bizler günümüzde tasavvufu da tekrara dönüştürdük. Bu da insanın dik duruşunu bozuyor, insanı çürütüyor.”


Program sonunda YEKDER Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Özgür, İhsan Fazlıoğlu’na teşekkür ederek hediye takdiminde bulundu.